
KÖPEK PİSLİK YEMEKTEN VAZ GEÇER Mİ?
İşime gücüme bakayım diyorum, köşeme çekilip sadece işimi yapmaya çalışıyorum, kimseye bulaşmıyorum, politik paylaşım yapmıyorum, seçim öncesi kimse öküz altında buzağı aramasın diye köşe yazısı bile yazmıyorum ama olmuyor. Çıkıyor dangalağın (düşüncesiz, budala, akıl yoksunu, hödük) birisi, atıyor ortaya ahlaksızca bir iftira gel da yazma şimdi.
Hep söylüyorum, bana atılan iftira karşısında asla susmam. Cevabını en ağır bir dille veririm. Üstelik durup dururken de kimse ile ilgili köşe yazısı yazmam ben. Sosyal medyadan hele hiç paylaşım yapmam. Ama hak edene de hakkını veririm kimse kusura bakmasın.
Dedim ya dangalağın birisi sosyal medya hesaplarından bir paylaşım yapmış, dostlarım söyledi. Paylaşımı yaptığı gün eskiden beri tanıdığım, maddi yönden sıkıntısı olan ve sürekli destek olduğum bir kardeşimiz aradı. Konuyu anlattı. Paylaşımı yapan dangalağın yalan yazdığını ve kendisini arayıp bu yalanı düzeltmesini eğer düzeltmezse sosyal medyadan kendisini yalancılıkla suçlayacağını belirttiğini söyledi. Ancak o dangalak ben o paylaşım da isim vermedim sende benimle ilgili bir şey paylaşırsan mahkemeye veririm diye de bu kardeşimizi açık açık tehdit etmiş ve korkutmuş.
Neyse konu bu. Söz konusu bu kardeşimiz engelli değil, engelliler derneğine üye değil. Aramızda böyle bir konuşma asla geçmedi. Ama işi gücü ahlaksızca iftira atmak olan bu dangalak aklı sıra benim üzerimden Belediye Başkanı Davut Aydın’a vuracak ya salak saçma yazmış bir şeyler.
Bu konuya tekrar döneceğim. Ancak yazdığı bu salak saçma paylaşımın altına, yine kendisi gibi bazı dangalaklar yorum yapmışlar. Hepsinin ortak özelliği mert değiller. Bir baba yiğit de çıkıp isim vermemiş. Kafalarını göre sallamışlar akılları sıra. Biliyorum hepsinin kuyruk acısı var. Dedim ya ortak özelikleri mert değiller.
Bakın dangalaklar size sadece şunu söyleyebilirim. Yenişehir’de engellilerimizin adı bile anılmazken Harun Sak, kurduğu ve halen başkanlığını yaptığı dernek sayesinde bu engelli kardeşlerimizin hayatlarını değiştirdi. Onları topluma kazandırdı. Sıkıntısı olan her kardeşimin sıkıntılarını çözdü ve halen de çözüyor. Bu zamana kadar da hiç politika yapmadı, kimseyi hiçbir yere yönlendirmedi. Bunun aksini ispat edecek birisi varsa delikanlı gibi çıksın, ispatlasın ben gazeteciliğimi de dernek başkanlığımı da bırakmaya hazırım.
Velev ki ben böyle bir şey yaptım. Bundan size ne? Be geri zekalı dangalaklar ben devlet memuru değilim, siyasi bir kimliğim yok. Siz siyasi kimliğiniz ile bu halinizle benimsediğiniz siyasi fikri insanlara empoze edeceksiniz ama bir başkası etmeyecek öyle mi? Sahi siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Neyse size bu kadar ders yeter.
Gelelim yine biz konumuza.
Belediye Başkanı ile aramın ne kadar iyi olduğunu sormuş bu dangalak. Çok iyi. Üstelik çok severim kendisini, Yenişehir’e ciddi anlamda hizmet ettiğini düşünüyorum. Adaletli bir insan olduğundan yana hiç şüphem yok. Belediye Başkanı olmadan önce ne kadar samimiysem yine aynı şekilde samimiyim. Belediye’den reklam parası alıyorum elbette. Ben gazeteciyim. İşimi yapıyorum reklamlarını yayınlıyorum ve karşılığında sadece hakkımı alıyorum. Diğer gazeteci arkadaşlarım ne kadar alıyorsa bende o kadarını alıyorum. Bunu da hiçbir şekilde gizleyecek değilim. Reklam verip vermemek Belediye Başkanının tasarrufunda ister verir ister vermez. Bundan sonra reklam vermekten vaz geçerse neden vermiyorsun da demem.
Ama bu dangalak eski yıllardan alışmış hiçbir gazeteciye para verilmezken belediyenin bütün kaynaklarını çökmeye yine aynı sanıyor.
Üstelik Belediye’den sadece reklam parası almamış. Gazeteciliğini kullanıp belediyeye Tarhana satmış, ekmek satmış, başka gıda ürünleri satmış.
Şaka yapmıyorum ya adam gazeteciliğini kullanıp belediyeye satmadığını bırakmamış şimdi kara kaplı defterleri açıyor aklı sıra. Sen önce kendi kara kaplı defterlerini bir aç milletin önüne bak nasıl yüzüne tükürecekler.
Üstelik ben o dönem belediyeden bir kuruş reklam parası almazken hiç sesimi çıkarmadım. Dediğim gibi belediye başkanlarının tasarrufundadır reklam verip vermemek. Beni tercih etmez ve reklam vermez neden bana reklam vermiyorsun demek gibi bir aptallığın içine girecek değilim.
Diyeceğim o ki geçmişteki pisliklerini görmeyen dangalaklar, mamaları kesilince saldıracak yer arıyorlar.
Hep diyorum aslında koca koca adamlarız artık, çocuk değiliz, beni rahat bırakın be kardeşim. Benim kimse ile alıp veremediğim yok, kimsenin işinde, gücünde, ekmeğinde gözüm yok. Bana çatarsanız bedelini ağır ödersiniz benim kalemim ağırdır. Atıyorsunuz ortaya ahlaksızca bir iftira cevabını alınca da kuduruyorsunuz. O zaman oturun köşenizde sesinizi çıkarmayın. Ben size 10 gömlek üstün gelirim yapmayın. Siz siz olun benden uzak durun. Yani ben olsam bana bulaşmam ya.
Sonuç olarak, yetmedi mi attığınız iftiralar, attığınız her çamur döndü size yapıştı. Bir düşün yakamdan artık. Uğraşmayın benimle. Benim evime ekmek götürmekten başka hiçbir derdim yok. Ne güzel sakin bir hayatım varken kaşınmanın de anlamı var be dangalaklar.

