OKUMAK GÜZELDİR

OKUMAK GÜZELDİR

HERAZ
09 Aralık 2022
0
    
331

Korku severlerin sevdiği kasvetli mevsime giriş yaparken en sevilen korku romancılarından Stephen King eşliğinde cam kenarında dışarısını seyretmek ne büyük zevk.

   Kahveler alınıp cam kenarına geçildi mi? O zaman sizlere Stephen King’in Hayvan mezarlığından bahsedeyim. Korku olmasına rağmen herkesin kendinden bir şey bulduğu bu roman en iyi korku romanları arasına girmiş olsa da arkasında derin bir hüzün barındırıyor.

   Her şey Creed ailesinin Chicago’dan Main kırsalına taşınmasıyla başladı. Louis’in tek istediği eşi, kızı ve küçük oğluyla birlikte huzurlu bir yaşam sürmekti. Taşındıkları evde ise kendilerini hemen yuvada hissettiler. Tek sıkıntı evlerinin karşısındaki yol tırların işlek olarak kullandığı yol olduğu için çok fazla hayvanın o yolda öldüğüdür çünkü kendilerinin de Church adında kedileri vardır. Öyle ki oranın halkı yolun ilerisine ormanın içine Hayvan mezarlığı adı verilen bir mezarlık bile yapmışlardır.       

   Evlerinin karşısında oturan komşuları Jud onları hayvan mezarlığını gösterir ve kedilerine dikkat etmeleri gerektiğini çünkü bu yolda çok fazla hayvan kazası olduğunu söyler. Bunu duyan küçük kız kedisinin öleceğini düşünüp korkuya kapılır. Bu yüzden Jud Louis’e kediyi kısırlaştırmasını tavsiye eder. 

   Karısı ve çocukları birkaç günlüğüne evden ayrılır. Louis evde kalmayı tercih eder. Her şey güzel gidiyordur. Ta ki bir gece aldığı telefona kadar. Telefonda komşusu Jud kedilerinin yolun karşısında ölü bulduğunu söyler. Paniğe kapılan Louis hemen adamın yanına gider ve kedinin gerçekten ölü olduğunu görür. Küçük kızını düşünen Louis kediyi hayvan mezarlığına gömmeye karar verir fakat Jud onu hayvan mezarlığının ötesindeki Micmac Mezarlığına götürür. Nedenini bir türlü açıklamayan Jud Louis’e kediyi oraya kendi başına gömmesi gerektiğini söyler. Hiçbir şey anlamasa da Louis kendine denileni yapar ve kediyi kendi başına gömer.

   Ertesi sabah ise ölen kedilerini garajda gören Louis telaşla Jud’u arayarak neler olduğunu sorar. Jud ona Micmac Mezarlığıyla ilgili hikâyeyi anlatır. Kızılderililer tarafından orasının kutsal sayıldığını ve gömülen hayvanların bir şekilde geri hayata döndüğünü söyler. Jud konuşmasına şöyle devam eder ‘bende köpeğimi oraya gömdüm. Döndüğünde değişikti ama asla bir kötülüğü olmadı. Senin kedinin de olacağını sanmam ama sen yine de dikkatli ol’. 

   Birkaç gün sonra Louis’in ailesi gelir. Küçük kızları sürekli kedisinden bahseder ve onu çok özlediğini söyler. Kedi Louis’i korkutsa da Louis buna katlanmak zorunda kalır. Kediye tiksintiyle bakan Louis duruma alışmaya çalışır. Fakat Louis’in bilmediği şey ölülerin ölü kalması gerektiğidir. Onu da birkaç hafta sonra öğrenecektir…

   Herkesin kendinden bir parça bulabileceği bu kitap aslında içinde derin üzüntüler barındırıyor.  Jud’un sır olarak saklaması gereken yeri Louis’le paylaşması, Louis’in yaşadığı acılara dayanamayıp yaptığı korkunç şeyler. Aslında herkesin yapabileceği bir hata birçok şeye gebedir ve sonuçlarını asla tahmin edemeyiz. İnsan olmak da bunu gerektirir. Duygularımıza hakim olamayıp kendimize yenik düşeriz. Bu yüzden Jud sırrı tek başına saklayamadığı için Louis ile paylaştı. Çünkü bu yükü tek başına çekmek istemiyordu. Louis’de sözde kendi yararına olduğunu düşündüğü şeyi yaptı ama her zaman tahmin ettiğimiz şeyler olmaz. Bazen… bazen tanrının farklı planları vardır.


Yazar

HERAZ


Yorumlar
Bu habere henüz hiç yorum yapılmamış.
Yorum Yap
Kültür Kurs
Facebookta Biz
www.harmangazetesi.com
Kategoriler