
SAHTE MİKROFON
Günümüz medya sektörünün tekelleşmesi ve rant üzerine inşa edilmesine hepimiz şahit oluyoruz.
Teknolojinin gelişiminden kaynaklı insanlar geleneksellikten çıkarak dijital mecralardaki haber kanallarına daha fazla yoğunlaşıyorlar. Bu yoğunlaşmanın ve ilginin elbette ki birden fazla nedenleri var. Teknolojinin gelişiminden dolayı basılı gazete okuma oranları fazlasıyla azalmış durumda. Bunun yanı sıra televizyon haber kanallarının takip edilmememe sebeplerinden biri ise tarafsızlık ilkesini çiğnemelerinden kaynaklı.
Ana akım medyanın, taraflı bir yapıya sahip olmasından dolayı, sosyal medya mecralarından paylaşılan haberler daha fazla rağbet görüyor, bu sistemi de “Yeni Medya” olarak isimlendirebiliriz. Tabii ki geleneksel medyanın yaptığı hataları ve para kazanma arzusunu sosyal medya üzerinden yapan kanallar da maalesef türemeye başladı. Bunların başında yazımın da ana konusu olacak olan sözde “sokak muhabirleri” geliyor.
Günümüz Türkiye’sinde tarafsız medya ağı bulmak çok zor. Muhalefet ve iktidar kısmına hizmet etmeyerek, etik değerlere saygı duyan gazetecilik anlayışı neredeyse bitmiş durumda. Birilerine yarar sağlayacak haberler paylaşılmakla birlikte, negatif yönler hiçbir zaman gösterilmiyor, bu da en başta halkta güven duygusunu azaltıyor. Haber kanalları ve basılı gazeteler halkın nabzını yoklamayla beraber, belli başlı oluşumların tanıtımından öteye geçmiyor.
Twitter, İnstagram, Tiktok vb. mecralarda haber oluşumuna dair yüzlerce sayfa ve kanala ulaşmak mümkün. Bunların yanı sıra sadece sokak röportajı yaparak kanallarına video yükleyen oluşumlar da fazlasıyla türedi. Bu kanallardaki sözde muhabir kişilerin neredeyse hiçbirinin bir gazetecilik geçmişi bulunmamaktadır. Bu kişiler medya sektörüne dair herhangi bir akademik kariyere sahip değiller ve hiçbirinin bir basın kartı dahi yok. Bu gibi oluşumlar kutsal gazetecilik mesleğini sadece para kazanma yöntemi olarak görüyorlar. Belli başlı ekipmanlara (kamera-mikrofon) yatırım sağlayarak çektikleri videoları sosyal medyaya yüklemekle birlikte milyonlarca izlenmeye ulaşabiliyorlar. Daha fazla para kazanma hırsıyla da çoğu kez ekran önünde kurgu dediğimiz senaryo işi röportaj yaptıkları gözler önünde. Genelde gündemde olan konuları dile getiren bu şahıslar iki insanı karşı karşıya getirerek kargaşa çıkarmayı kendilerine dert edinmiş durumdalar. Bu tarz bir tutum sağlamak ise onlara yüklü miktar da maddi kazanç sağlıyor. Bu sayede görmüş oluyoruz ki, Ana akım medya gibi bu tarz oluşumlar da tekelleşmiş durumda.
Gazetecilik mesleğinin bünyesinde bulunan sokak röportajları, aslında önemli ve değerli bir konu; bu sayede halkın nabzını ve düşüncelerini daha detaylı öğrenebilmiş oluyoruz. Halk düşüncelerini ve fikirlerini burada özgür bir şekilde dile getirebiliyor; ama bu röportajları gerçekleştirecek kişilerin sözde değil özünde gazeteci olması ve bir eğitimden geçmiş olması gerektiğinin de altını çiziyorum. Elbette ki eğitimi olan gazeteciler de sokak röportajı yapıyor. Ama şaklabanlık yapmadıkları, kargaşa yaratmadıkları ve etik gazetecilik kavramını çiğnemedikleri için izlenme sayıları oldukça düşük bir durumda.

