Nedir bu gerginlik anlayabilmiş değilim. Sanki Türkiye savaşa gidiyor gibi insanlar bir birini kırma yarışına girmiş.

   Bakıyorum sosyal medyaya insanlar desteklediği partinin dışındaki partileri düşman görüyor. Halbuki her siyasi parti lideri ya da adayın ortak amacı güzel ülkemizi daha da geliştirmek ve yüceltmek.

   Seçimin bir tek kazananı olacak sonuçta TÜRKİYE.

   Peki ne o zaman bu savaş çığlıkları.

   Patron biziz beyler, yani biz seçmenler. Biz belirleyeceğiz bizi 5 sene yönetecek Cumhurbaşkanı’na da Milletvekillerini de.

   Millet ağırlığının farkında değil her kes bir birini kırma, karalama derdinde.

   Siyasi liderlerin nefret söylemleri vatandaş arasında daha da ağırlaşıyor. Küfürler, beddualar, hakaretler gırla gidiyor.

   Millet aç karnını düşünmüyor birilerine laf yetiştirmeye çalışıyor.

   Siz bakmayın siyasilere beyler bir tane oyunuz var işte istediğiniz adaya ya da partiye verip çekileceksiniz köşenize yine ay sonunu nasıl getiririmin hesabını yapacaksınız. Sizin oylarınızla seçilen vekiller ise sizin aldığınız maaşın 10-20 katını alıp ceylan derili koltuklarda günlerini gün edecekler.

   Meclisin 5 yıldızlı otel konforlu lokantasında pirzola biftek yiyecek. Siz bir birinizi kırdığınızla kalacaksınız bunu unutmayın.

   Siz bir birinizi yiyorsunuz ya siyaset uğruna emin olun siyasilerin hoşuna gidiyor bu durum. Siz onların umurunda bile değilsiniz. Onlar bakıyor ballı kaymaklı maaşlara, alacakları ihalelere, yandaşlarını kaymaklı işlere yerleştirmenin hesaplarını yapıyorsunuz.

   Hani siz ilk okula giden çocuğunuza verilen Kızılay bağış zarfına boğazınızdan kısıp veriyorsunuz ya işte o Kızılay’ın başkanı yalıda oturuyor. Sizin bir yılda alamadığınız maaşı o 15 günde alıyor. Üstelik eşini, kızını, oğlunu da sizlerin bağışları ile ballı kaymaklı işlerde çalıştırıyor. Sizin birilerine yarasın diye verdiğiniz kanı bile satıyorlar adamlar da siz onun yaptıkları normalmiş gibi bir birinizi yiyorsunuz.

   Siz onun umurunda bile değilsiniz bunu bilin de kavga edin eşinizle dostunuzla.

   Komşusunuz, akrabasınız, arkadaşsınız, dostsunuz, abi kardeşsiniz ama 601 kişi mutlu mesut yaşasın diye kırıp döküyorsunuz bir birinizi.

   Emin olun sizin bir birinize ettiğiniz hakaret kimsenin oyunun rengini değiştirmeyecek. Siz sadece bir birinizi kırmakla kalacaksınız.

   Elbette her seçmenin gönlünde bir aslan yatıyor, herkesin desteklediği bir aday ya da parti var. Senin adayın ve partin nasıl senin için özelse işte karşındaki insanın da adayı ve partisi onun için özel. O’na hakaret edersen aynısını O’da sana yapacaktır. Peki bu hakaretin ve kavganın kazananı kim olacak. Elbette hiç kimse.

   Ben, 55 yıllık yaşamımın 33 yılını gazetecilikle geçirdim. O kadar çok dalkavuk gördüm ki inanın sayısını ile hatırlamıyorum. Şakşakçıların kralını gördüm. Yalakaların sayısını unuttum bile. Ama hayatları boyunca, dalkavuk, yalaka ve şakşakçı olarak kaldılar hala da öyleler. Değişmeyecekler hiç uğraşmayın.

   Fikirlerinizi elbette söyleyeceksiniz, elbette adam gibi tartışacaksınız, partinizin yapacağı güzel işleri elbette anlatacaksınız. Ama bunu yaparken karşısındakini kırmadan, hakaret etmeden yapacaksınız bunu.

   Eşinizi dostunuzu politikaya göre seçmeyeceksiniz. Sizin gibi düşünmeyene düşman gözüyle bakmayacaksınız. İğneyi kendinize çuvaldızı başkasına batıracaksınız. Ama önce iğnenin acısını hissedeceksiniz.

   Bir de unutmayacaksınız. Kim ne zaman ne yapmış, ne demiş unutmayacaksınız. Sandığın başına gittiğinizde hatırlayacaksınız her şeyi. İyiyi kötüyü analiz edip ona göre vereceksiniz oyunuzu.

   Allah akıl vermiş bize. Bunu kullanmayacaksak insanlığımız nerede kaldı ki bizim.

   14 Mayıs’da Türkiye seçime gidiyor beyler. 15 Mayıs sabahı yine aynı Türkiye’nin sabahına uyanacağız. Değişen hiçbir şey olmayacak. Sadece seçimi kazananlar değişecek. Belki de değişmeyecek. Ama bizim hayatımızda hiçbir şey değişmeyecek. Yine akşam evimize giderken ekmek alacağız. Hiç kimse sizin cebinize etmek parası koymayacak.

   Yapmayın, kırmayın siyaset için bir birinizi. Sizin bir birinizi kırdığınız siyasetçiler TBMM çatısı altında kol kola geziyor birlikte yemek yiyip çay içiyor. Sizin onlar için yaptıklarınız onların emin olun umurunda bile değil.

   Sonuç olarak 14 Mayıs’da seçim var beyler savaş değil. Ona göre davranın ona göre hareket edin.